SÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUĞU:
1) SÖZCÜĞÜN GEREKSİZ KULLANIMI ( DURULUK İLKESİNE AYKIRILIK)
a) Anlamdaş Sözcükler:
Bir sanat eserinin içeriğini , muhtevasını yazar değil yazarın içinde yaşadığı dönem belirler.
Galiba bunun başka çözümü de yok gibi.
Oldukça şen ve neşeli bir çocuktu.
İhtiyaçlarımızı, gereksinimlerimizi karşılamak için çalışmak zorundayız.
Bizim de elimizdeki imlan ve olanaklar bu kadardı.
Garipçiler ve II.yeniler şiirde biçim ve şeklin önemli olmadığına değinmişlerdir.
Dün yakalanan sanık tahliye edilerek salıverildi.
Bana gerektiği zamanlarda itimat edip güvenmesi hoşuma gidiyor.
Şehrimizde bu tür olaylara hadiselere sık rastlanıyor.
Onunla gitmek isterdim; ama ne var ki işim çoktu.
Çoğunluğun istek, arzu ve beğenisine fazla yer vermeyen bir aydındı.
Yazısında doğruluğu kanıtlanabilen nesnel bilgilere fazlasıyla yer vermiş.
Müşterinin fikir ve düşünceleri şirket açısından önemli olmalı.
Hastayı vakit kaybettirmeden hemen doktora götürün.
NOT: İki sözcükten biri parantez , nokta, kısa çizgi içerisinde olmadığı müddetçe anlatım bozukluğu olur.
b) Anlamı Bir Ekle Verilmiş Sözcükler:
Farsça dili , Divan Edebiyatı sanatçılarını derinden etkilemiş.
Bütün sınıf öğretmeni sessizce bir biçimde dinledi.
Aralarındaki mevcut sorunu konuşarak hallettiler.
Şirketin yönetim kurulu üyeleri bu kararı topluca olarak aldı.
Seni soran adan 30 yaşları civarındaydı.
Muğla yöresindeki çıkan yangınlardan geriye çırılçıplak ve simsiyah tepeler kaldı. (97/ÖSS)
c) Ekin Gereksiz Kullanımı:
İnsanlarla iyi ilişkiler kurmasını beceremiyor.
Hava kirliliğinin bir nedeni de yeşil alanların azlığındandır.
Yangının nedeninin elektrik kontağından kaynaklandığı tahmin ediliyor.
Birçok kişiler, çevre kirliliğinin nedenlerini anlamış değil.
Hayatım boyunca bunca sorunların arasında tek başıma kaldım.
Çok kitaplar okumuş olmakla övünenlere şaşarım.
Gölün her yanlarına baktık; ama kayığı bulamadık.
Çok seneler geçti, dönen yok seferinden.
Kaleciyle baş başa kalmasına rağmen gol atmasını beceremedi.
Köprüden karşıya geçmesi 2 milyon lira olmuş.
d) Anlamı Cümleden Çıkarılabilen Sözcüklerin Kullanılması:
Yazar, yapıtında anlattıklarını yaşanmış deneyimlerden çıkarıyor.
Tarihçiler, ünlü kişilerden geçmişteki anılardan yararlanmalı.
Çocukluk arkadaşımı uzun yıllardır buralarda görmediğimi sen de biliyorsun.
Onunla çok eski yılara dayanan dostluğumuz vardı; birçok konuda karşılıklı yazışmış, düşünce alışverişi yapmıştık.
Şimdi bir dinleyicimizle canlı telefon bağlantısı kuruyoruz.
Onunla mektuplaşmalarımız yaklaşık üç yıl kadar sürdü.
Bu soruyu verilecek yanıt kişiden kişiye göre değişir.
Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme.
Mazideki anılarınızı mı tazeliyorsunuz hocam?
Benden çok onu daha fazla sevdin.
Onunla ilk tanıştığımda 22 yaşındaydım.
e) Yardımcı Eylemin Gereksiz Kullanımı:
Otomobillerin burada durmasını yasak ettiler.
Bu olay , onu derinden etki etti.
“………..” en çok istek alan şarkılardan biridir.
“………..” takımı bu maçta da yenilgi aldı.
Hayatım bu saati ayar yapmakla mı geçecek?
Bahar gelince ağaçlar filiz olup çiçek açınca hayat daha güzel oluyor.
Bizden kuşku etmenize bir anlam veremedik.
Üyelerimize bu plaketleri veriyoruz ki yaşlı olduklarında bizi hatırlasınlar.
2) YANLIŞ ANLAMDA SÖZCÜK KULLANIMI KARIŞTIRILMASI:
Ortaöğretim ve yüksek öğretim arasındaki ayrıcalığı açıklar mısın?(ayrım-fark)
Bir gömleğin ücreti asgari ücretten fazlasıymış.(fiyat)
Bu konuda yöneticilerin suskunlukları ve çekimserlikleri yetersizliğe bağlanıyor.(çekingenlik)
Yaptığım planlı çalışmalar para kazanmama neden oldu.(sağladı)
Senin sayende üniversite sınavını kaybettim.(yüzünden)
Kağıda çizilmiş yazılmış şekillerden bir anlam çıkaramadım.(çizilmiş)
Kitap ücretlerinin yüksek oluşu da okumayı etkiliyor.(fiyatlarının)
Resim öğretimi için kursa kayıt olmuş,bu yeteneğini geliştirmeye çalışıyor.(öğrenimi)
1968’li yıllar bizi derinden etkiledi.(1960’lı yıllar)
Annem, kardeşime bir kazak dokudu.(ördü)
Dünya barışı için herkes elinden gelen çabayı harcamadı.(göstermedi)
Beni çok sinir etmesine karşın onu çok seviyorum. (sinirlendirmesine)
İkinci teleferik için döşenen teller çok pahalıya mal oluyor.(çekilen)
Kapkaççı, kadının kolundaki çantayı çalıp kaçtı. (alıp)
3 MANTIKSAL TUTARSIZLIK:
Millet Meclisi üye tam sayısının bir fazlası bulunursa hükümet düşer.
Yaşlı ihtiyar, yapılacak tedaviyle sonunda iyileşti.
Babamın doğumu beni çok heyecanlandırdı.
Her pazar deniz kıyısındaki evi olan teyzemlere gider, orda yedi sekiz gün kalırdı.
Romandan uyarladığımız bu filmde çok küçük değişiklikler dışında romana bağlı kalmadık.
4. SÖZCÜĞÜN YANLIŞ YERDE KULLANILMASI:
Size dil kurallarıyla ilgili kısaca bildiklerimi anlatayım.
Eşim evin masraflarını benden çok düşünür.
Her çeşit Atatürk’e karşı saldırı mandacılık ruhundan kaynaklanıyor.
Orhan, mazeretsiz son yoklamaya katılmadı.
Her çeşit anayasal olmayan faaliyete karşı demokrasiyi savunmalıyız.
İçişleri Bakanı, beş gün içerisinde petrol çıkaran dört ülkeyi ziyaret edecek.
Yazarın son yapıtına bir göz attım ve yapıtını etraflıca değerlendiren bir makale yazdım.
Zabıtalarca kesilen koyunların etleri imha edildi
NOT: Bu tür anlatım bozukluğu sıfat tamlaması ve zarflarda söz konusudur.
5 ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN BİRARADA KULLANILMASI:
Belki onun da olup bitenlerden haberi vardır mutlaka.
Bundan tam 15 yıl kadar önce de bu durum söz konusuydu.
Halk Edebiyatında “koşma ” Divan Edebiyatındaki “ gazel”in tam karşılığı gibidir.
Sanırım bu çirkin oyunu tezgahlayan da kesinlikle odur.
Pırıl pırıl mehtaplı gecede hafif hafif çiseleyen yağmur bizi etkiledi.
6 DEYİMLERLE İLGİLİ YANLIŞLIKLAR:
Sınavı kazandığımı duyunca annemin sevinçten etekleri tutuştu. (zil çalıyor)
Adamcağız öyle kötü bir duruma düşmüş ki dostlar başına (düşman başına)
Aklını zeytin ekmekle mi yedin? (peynir)
Seni okutabilmek için her şeye göz yumdum.(göğüs gerdim / -i göze aldım)
Ne tuhaf değil mi seni yerde ararken gökte buldum.(gökte ararken yerde buldum.)
Kapı arkasında durmuş, içeride konuşulanlara kulak misafiri oluyordu.(kulak kabartmak)
Karşı tarafın oyununa düşmemek için dikkatli olmalıyız.(gelmemek)
7 YANLIŞ YAPILANDIRILMIŞ SÖZCÜKLER:
Çiftçinin buğdayı pahalılatmasının bir sebebi vardır elbet.(pahalılaştırmasının)
Beni en çok sevindiren senin geldiğindir.(gelmendir)
Yiyecekleri kokturmamak için buz dolabında saklamalısın. (kokutmamak)
Yıllardır berbercilik yaparak geçimini sağlıyor.(berberlik)
Adımlarını hızlaştırmalısın, yoksa geç kalacağız. (hızlandırmalısın)
CÜMLE DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUĞU:
A) TAMLAMA YANLIŞLARI:
1. Tamlama Eklerinin Yanlış ve Eksik Kullanımı: Kimi belirtili ad tamlamalarında tamlanan çokluk içinden seçileni belirtiyorsa tamlayan eki “-in ” yerine durum eki “-den “ kullanılabilir.Tamlanan çokluk içinden seçileni bildirmediği halde “-den ” kullanılırsa tamlama yanlışlılığı olabilir.
· Kitaplardan birkaçı eksik basılmış. (DOĞRU)
· Kitapların birkaçı eksik basılmış. (DOĞRU)
· Arkadaşlardan tümü toplantıyı terk etmiş. (YANLIŞ)
· Arkadaşların tümü toplantıyı terk etmiş. (DOĞRU)
· Seyircilerden bazıları oyunu beğenmemişti. (DOĞRU)
· Komşulardan tümü bize gelecekmiş. (YANLIŞ)
· Öğretmenlerden hepsi toplantıya katışmış.(YANLIŞ)
Araya farklı türden sözcüklerin girdiği kimi belirtili ad tamlamasında tamlayan ya da tamlanan ekleri kullanılmadığında cümlenin anlatımı bozulur.
· Adı geçen kişiler diğerleriyle aynı suçu işlemelerine karşın hataları affedilmedi. (kişilerin)
· Orhan Bey, okulumuzun kurucu ve müdürüdür. (kurucusu)
· Sizin konumuzdaki bir devlet adamı bu tip olaylara karışması toplumda pek iyi karşılanmaz. (adamının)
· Kültürel etkinliklerin sürdürülmesi önemli bir ölçüde eğitime bağlı olduğu bir gerçektir.( sürdürülmesinin)
· O, zulme alkış tutanlar karşısında sağlam karakterleriyle durabilmiştir. (tutanların)
· Çalışma Bakanı, emeklilik yaşı yükseltilmesine yönelik olarak hazırlanan yeni yasa tasarısını imzaladı ve tasarıya karşı çıktı. (yaşının)
· Bu kazılardan anlaşıldığına göre Çorum Hititler döneminde önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır.(Çorum’un)
· Bu kararın aksini düşünenler durumu inceledikten sonra bir karara varmaları gerekir. ( düşünenlerin)
2. Tamlayanın Kullanılmaması: Bir cümlede herhangi bir öğe olarak bir söz başka bir öğenin tamlayan olarak kullanılabilir. Bu durumda tamlayan olarak o öğeyi karşılayan söz cümlede bulunmalıdır.
· Binayı güç koşullarda yaptırmış: ancak bazı odalarını döşeyememişti.. (binanın)
· Bu konuyu önce öğretmenimize soralım, görüşlerinin ne olduğunu anlayalım.(öğretmenimizin )
· Eğitime bütçeden daha çok pay ayrılması ya da başka kaynaklardan desteklenmesi gerekir. (eğitimin)
· Öğrenciyi düşünmeye, yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını sağlayan bir anlayış eğitim sistemimize henüz yerleşmedi.(öğrencinin)
· Öykünün kahramanı öylesine canlı betimlenmiş ki kitabı okuyanların çoğu ölümüne üzülmüş, belki de ağlamıştır.(kahramanın)
Tamlayan görevinde kullanılması gereken zamirin kullanılmaması anlam belirsizliğine yol açabilir.
· Bu kadar anlayışsız biri olduğunu bilmiyordum. (senin mi – onun mu )
· Amerika’ya okumak için gittiğini arkadaşımdan öğrendim. (senin mi – onun mu)
· Elbiselerini yıkadım ve ütüledim . (senin mi – onun mu – onların mı)
· Bu yarışı kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. (senin mi – onun mu )
· Eşiyle sohbet ederken bir ara cep telefonundan müdürünü aradı ve ondan af diledi. (senin mi – onun mu – kendi mi )
Noktalama işaretleri, cümlenin doğru kullanılmasını sağlar. Bunların yerinde kullanılmaması yanlış anlamlara neden olabilir. Özellikle adlaşmış sıfatlardan sonra bir ad kullanılmış ve araya “virgül” konmamışsa anlam belirsizleşir.
· Gazeteci kadın kapıcıyla bir röportaj yaptı.
· Kapıdaki yaşlı adama bir şeyler söylüyordu.
· Bu yeşil gözlere deli gibi vurgundu.
· Bu yeşil gözleri dinlendirir.
· O hizmetliden bir çay istemişti.
3. Ortak Olmayan Tamlananın Ortakmış Gibi Kullanılması: Kimi zaman birbirine bağlı ad ve sıfat tamlamalarının tamlayanları bağlaçla birbirine bağlanır, tamlanan ortak kullanılır. Bu gibi durumlarda sıfat tamlamasının tamlananı kullanılmazsa anlatım bozukluğu olur.
· Konservatuarın ya klasik ya da halk müziği bölümünde okumalısın. (müzik)
· Yazar, bu kişileri gerçek ya da hayal dünyasından almış olabilir. (dünyadan)
· Fırsat buldukça bilimsel ve kültür etkinliklerine katılmalıyız. (etkinliklere)
· Depremzedelere her türlü tıbbi ve gıda yardımı yapıldı. (yardım)
· Belgisiz ve işaret sıfatlarını iyi öğrenmelisin. (sıfatları)
· Özel ve devlet hastaneleri şu sıralarda çok doluymuş. (hastaneler)
· Bence bu olayı, mahalli veya köy sorunu olarak ele almak yanlıştır. (sorun)
· Bu önlemler ekonomik ve sağlık açısından yararlı sonuçlar verdi. (açı)
· Bölgemizde karasal ve Akdeniz iklimi görülmektedir. (iklim )
· Nesne görevli sözcükler, sözcük öbekler belirtme veya yalın durumda bulunur. (durumu)
· Televizyon, resimli ve serüven romanlarının okuyucularını da azalttı. (romanlar)
· Bu yıl sınava girecek öğrenciler , tercihleri ne olursa olsun , Sosyal ve Fen Bilimlerinin testlerini çözmek zorundalar. (bilimler)
4.Tamlamada Görülen Tekillik – Çoğulluk Uyumsuzluğu: Türkçede sayı sıfatlarından ve kimi belirtili ad tamlamalarından sonra gelen adlar çoğul eki almaz. Aldığından anlatım bozulur.
· Birçok öğrencilerim oldu, çoğuyla hala görüşüyoruz.
· Bunca sorunlarımın arasında bir de senle uğraşamam.
· İki kardeşler sen gelene kadar penceredeydi.
· Devlet pek çok sanatçılara bu unvanı veriyor.
· Tanzimat döneminde birçoğu yazarlar toplumu aydınlatmaya çalıştı
NOT: Türkçede sayı sıfatları çoğullanamaz. İki kardeşler diyemezsiniz, doğrusu iki kardeş’tir.
Ama istisnaları vardır: yedi meşaleciler, kırk haramiler, beş hececiler, üç silahşörler, yedi uyurlar…..
İki kardeşler,sen gelene kadar penceredeydi. (Nedeni: Tamlama yanlışlığı)
İki kardeş, sen gelene kadar penceredeydiler. (Nedeni: Özne yüklem uyumsuzluğudur.Çünkü sayı sıfatlarının özne olduğu durumlarda yüklem çoğullanamaz. )
B) ÖĞE YANLIŞLIKLARI:
1. Özne Eksikliği ya da Yanlışlığı: Cümlede özne olmayacak bir sözün özne olarak kullanılması veya öznenin gerekli olduğu halde kullanılmaması cümlenin anlatımını bozar. Özellikle sıralı cümlelerde ortak olmayan öznenin ortakmış gibi kullanılması bu tür yanlışlıklara neden olur.
· Şapkanın ponponu çok hoş; ama başıma küçük geldi.
· Çiçeğin toprağı uzun süredir değiştirilmediği için sararıp soldu.
· Bir ay önce annemin sofra kesesi alınmış, dört günde taburcu edilmişti.
· İneğin sütü çok lezzetli, iyi besinler yiyor sanırım.
· İşlediği suçtan dolayı Rüştü’ye disiplin cezası verildi ve okuldan ayrıldı.
· Kursa katılan öğrencilerin yaptığı el işlemeleri sergide beğenildi ve hediyelerle ödüllendirildi.
· Bu kitapta hem yanlışlar var hem de sahne diline uygun değil.
· Türk vatandaşının en büyük güvencesi basındır ve ondan çok şey beklemektedir.
· Hastamızın ateşi düşerse daha çabuk iyileşir.
· Öğrendiklerimizi zaman zaman tekrarlamazsak, bir süre sonra unutulabilir.
· Çareyi ilaçlarda arıyordu ; ama bazen hiçbir işe yaramıyordu.
· Adamın göbeği öyle büyük ki eğilmeden baksa ayaklarını göremez.
· Kitabın bütün düzenlemeleri bir an önce bitsin ve hemen basılsın.
· Kedinin sesi soluğu çıkmıyor, nerelerde acaba?
· Öğrenciler, finalde sorulan soruları çözemedi ; çünkü çok zordu.
· Yazılı basında uzlaşma yok, halkı da bu hoşgörüsüz ortama çekmek istiyor.
· Kitabın konusunu çok beğendim, insanı hiç zorlamıyor.
NOT: Olumlu ve olumsuz yargılardan oluşan sıralı cümlelerde “herkes, hepsi, kimse, hiçbiri” gibi belgisiz zamirlerin ortak özne olarak kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.
· Hiçbiri ödevini yapmamış, akşama kadar sokakta oynamış.
· Herkes sabah sekizde burada olsun, geç kalmasın.
· Salondakilerin hiçbiri bu konuda konuşmak istemiyor, hepsi sus pus olmuş oturuyordu.
· Hiçbiri ayaklanmaya katılmamış, hepsi yönetime bağlı kalmıştı.
· Hiçbiri sözüme kulak asmadı, çekip gitti.
· Yeni aldığım pantolonun paçasını kıvır , yarın giyeceğim.
· Eteğindeki yağ lekesini çıkaramadığı için giyemiyormuş.
· Sigaraya uzandığını görünce önünden çekiverdim.
· Şiirlerinin ortak teması aşktı; ama hiç tatmamıştı.
· Nedense bu basit konuyu anlayamadım, bir daha göz atacağım.
· Masaya çiçek koy da güzelleştir biraz.
· Kitaba eklemeler yapacağım ve baskıya vereceğim.
· Torosların havası insanı canlandırıyor, yaşama sevinci veriyor.
· Hafta sonlarında babamın işyerine gider, yardım ederdim.
· Sürekli bulmaca çözer, çok büyük zevk alır.
· Bu romanınızı hiç beğenmedim; pek çok dil yanlışı var
· Büyük kentlerde köprü altlarında yaşayan bu çocuklar, topluma yaklaşıyorlar mı yoksa kaçıyorlar mı… hiç düşünmedik.
· Onu seviyorum , saygı duyuyorum ; ama geçinemiyorum.
· Nasıl bir annesin sen? Çocuğu çok ihmal ediyorsunuz, biraz ilgilenmelisiniz.
· Silahını çok sever , söz açıldığı zaman övünür.
NOT: Kitabı aldım, onu masanın üzerine koydum. ( Onu sözcüğü cümleden atılmalı; çünkü gereksiz sözcük kullanımdan kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.)
3.Yüklem Eksikliği: Özellikle sıralı cümlelerde ortak olarak kullanılan yüklemin her iki cümleye de uygun olup olmadığına bakılır. Uygun düşmeyen yüklemin ortak kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.
· Sınavı kazanmak, bir an önce okula başlamak , bir yıl daha kaybetmek istemiyorum.
· Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma
· Adam bize iyilik , biz adama kötülük ettik.
· Pikniğin bütün cefasını ben, sefasını o sürüyor.
· Sigarayı az, içkiyi hiç içmem.
· Vakfın yasal ve yasal olmayan yollardan topladığı paralara el kondu.
· Ne sen beni , ne de ben seni gördüm.
· Biz öğretmenimizi , o da babasını kaybetti.
· Kuzu eti sağlıklı ve yaşlı olmayanlar tarafından yenmelidir.
· Uzun yolculukları ancak tam sağlıklı ve yorgun olmayanlar göze alabilir.
· Ben sporu, kardeşimse sinemayı seviyor.
· Dilimize gereken ilgi ve önemi vermek zorundayız.
4. Ekeylem Eksikliği: “ idi, imiş, ise….” ekeylemlerinin gerektiği yerde kullanılmaması anlatım bozukluğu neden olur. Sıralı cümlelerden 1. olumlu, 2. olumsuz ise 1.’ye ekeylem getirmediğimizde bunu 2.cümlenin yüklemine bağlamış oluruz. Bu da anlatım belirsizliğine yol açar, cümlenin anlatımını bozar.
· İfadesi düzgün ; yalnız mimikleri anlamlı değildi.
· O, son derece sakin ; fakat herkesin sandığı gibi korkak değildi.
· Yaşam mücadelesinde yalnız; ama güçsüz değildi.
· Oturdukları ev küçük ; şehir merkezine de yakın değildi.
· Seradaki saksılar büyük; toprakları da az değildi.
· Hava soğuk ve biz tir tir titriyorduk.
· Bu yüzden yorgun düşer, sağlık durumumuz aksardı.
· Bize görüşlerini bildirmiş biz de bazılarını uygun bulmuştuk.
· Öğrenciler soruları çözüyor , ben de tahtaya bir şeyler yazıyordum
5. Çatı Uyumsuzluğu: Aynı özneye bağlı fiiller ve fiilimsiler ya etken ya da edilgen çatılı olmalılar.Biri etken diğeri edilgen çatılı olursa çatı uyumsuzluğunda kaynaklanan anlatım bozukluğu olur.
· Her şey inceden inceye araştırılarak bir rapor düzenleyeceğiz.
· Taksi çağrılarak hep birlikte gideceğiz.
· Düşmanlara karşı zafer kazandıktan sonra önemli reformlar yapıldı.
· Bu kitapların çoğu yeni basıldı ve çok sattı.
· Evden çıktıktan sonra biraz yürüyüp arabaya binildi.
· Bu kitap filan kişilerce hazırlanmış, filanca kişilerden oluşan bir komisyon incelemiştir.
ANLATIM BOZUKLUĞU
16 yıl önce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder