17 Kasım 2008 Pazartesi

ANLATIM BOZUKLUĞU

SÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUĞU:

1) SÖZCÜĞÜN GEREKSİZ KULLANIMI ( DURULUK İLKESİNE AYKIRILIK)

a) Anlamdaş Sözcükler:

Bir sanat eserinin içeriğini , muhtevasını yazar değil yazarın içinde yaşadığı dönem belirler.
Galiba bunun başka çözümü de yok gibi.
Oldukça şen ve neşeli bir çocuktu.
İhtiyaçlarımızı, gereksinimlerimizi karşılamak için çalışmak zorundayız.
Bizim de elimizdeki imlan ve olanaklar bu kadardı.
Garipçiler ve II.yeniler şiirde biçim ve şeklin önemli olmadığına değinmişlerdir.
Dün yakalanan sanık tahliye edilerek salıverildi.
Bana gerektiği zamanlarda itimat edip güvenmesi hoşuma gidiyor.
Şehrimizde bu tür olaylara hadiselere sık rastlanıyor.
Onunla gitmek isterdim; ama ne var ki işim çoktu.
Çoğunluğun istek, arzu ve beğenisine fazla yer vermeyen bir aydındı.
Yazısında doğruluğu kanıtlanabilen nesnel bilgilere fazlasıyla yer vermiş.
Müşterinin fikir ve düşünceleri şirket açısından önemli olmalı.
Hastayı vakit kaybettirmeden hemen doktora götürün.
NOT: İki sözcükten biri parantez , nokta, kısa çizgi içerisinde olmadığı müddetçe anlatım bozukluğu olur.

b) Anlamı Bir Ekle Verilmiş Sözcükler:
Farsça dili , Divan Edebiyatı sanatçılarını derinden etkilemiş.
Bütün sınıf öğretmeni sessizce bir biçimde dinledi.
Aralarındaki mevcut sorunu konuşarak hallettiler.
Şirketin yönetim kurulu üyeleri bu kararı topluca olarak aldı.
Seni soran adan 30 yaşları civarındaydı.
Muğla yöresindeki çıkan yangınlardan geriye çırılçıplak ve simsiyah tepeler kaldı. (97/ÖSS)
c) Ekin Gereksiz Kullanımı:
İnsanlarla iyi ilişkiler kurmasını beceremiyor.
Hava kirliliğinin bir nedeni de yeşil alanların azlığındandır.
Yangının nedeninin elektrik kontağından kaynaklandığı tahmin ediliyor.
Birçok kişiler, çevre kirliliğinin nedenlerini anlamış değil.
Hayatım boyunca bunca sorunların arasında tek başıma kaldım.
Çok kitaplar okumuş olmakla övünenlere şaşarım.
Gölün her yanlarına baktık; ama kayığı bulamadık.
Çok seneler geçti, dönen yok seferinden.
Kaleciyle baş başa kalmasına rağmen gol atmasını beceremedi.
Köprüden karşıya geçmesi 2 milyon lira olmuş.
d) Anlamı Cümleden Çıkarılabilen Sözcüklerin Kullanılması:
Yazar, yapıtında anlattıklarını yaşanmış deneyimlerden çıkarıyor.
Tarihçiler, ünlü kişilerden geçmişteki anılardan yararlanmalı.
Çocukluk arkadaşımı uzun yıllardır buralarda görmediğimi sen de biliyorsun.
Onunla çok eski yılara dayanan dostluğumuz vardı; birçok konuda karşılıklı yazışmış, düşünce alışverişi yapmıştık.
Şimdi bir dinleyicimizle canlı telefon bağlantısı kuruyoruz.
Onunla mektuplaşmalarımız yaklaşık üç yıl kadar sürdü.
Bu soruyu verilecek yanıt kişiden kişiye göre değişir.
Ben gidersem sazım sen kal dünyada
Gizli sırlarımı aşikar etme.
Mazideki anılarınızı mı tazeliyorsunuz hocam?
Benden çok onu daha fazla sevdin.
Onunla ilk tanıştığımda 22 yaşındaydım.
e) Yardımcı Eylemin Gereksiz Kullanımı:
Otomobillerin burada durmasını yasak ettiler.
Bu olay , onu derinden etki etti.
“………..” en çok istek alan şarkılardan biridir.
“………..” takımı bu maçta da yenilgi aldı.
Hayatım bu saati ayar yapmakla mı geçecek?
Bahar gelince ağaçlar filiz olup çiçek açınca hayat daha güzel oluyor.
Bizden kuşku etmenize bir anlam veremedik.
Üyelerimize bu plaketleri veriyoruz ki yaşlı olduklarında bizi hatırlasınlar.
2) YANLIŞ ANLAMDA SÖZCÜK KULLANIMI KARIŞTIRILMASI:

Ortaöğretim ve yüksek öğretim arasındaki ayrıcalığı açıklar mısın?(ayrım-fark)
Bir gömleğin ücreti asgari ücretten fazlasıymış.(fiyat)
Bu konuda yöneticilerin suskunlukları ve çekimserlikleri yetersizliğe bağlanıyor.(çekingenlik)
Yaptığım planlı çalışmalar para kazanmama neden oldu.(sağladı)
Senin sayende üniversite sınavını kaybettim.(yüzünden)
Kağıda çizilmiş yazılmış şekillerden bir anlam çıkaramadım.(çizilmiş)
Kitap ücretlerinin yüksek oluşu da okumayı etkiliyor.(fiyatlarının)
Resim öğretimi için kursa kayıt olmuş,bu yeteneğini geliştirmeye çalışıyor.(öğrenimi)
1968’li yıllar bizi derinden etkiledi.(1960’lı yıllar)
Annem, kardeşime bir kazak dokudu.(ördü)
Dünya barışı için herkes elinden gelen çabayı harcamadı.(göstermedi)
Beni çok sinir etmesine karşın onu çok seviyorum. (sinirlendirmesine)
İkinci teleferik için döşenen teller çok pahalıya mal oluyor.(çekilen)
Kapkaççı, kadının kolundaki çantayı çalıp kaçtı. (alıp)
3 MANTIKSAL TUTARSIZLIK:

Millet Meclisi üye tam sayısının bir fazlası bulunursa hükümet düşer.
Yaşlı ihtiyar, yapılacak tedaviyle sonunda iyileşti.
Babamın doğumu beni çok heyecanlandırdı.
Her pazar deniz kıyısındaki evi olan teyzemlere gider, orda yedi sekiz gün kalırdı.
Romandan uyarladığımız bu filmde çok küçük değişiklikler dışında romana bağlı kalmadık.
4. SÖZCÜĞÜN YANLIŞ YERDE KULLANILMASI:

Size dil kurallarıyla ilgili kısaca bildiklerimi anlatayım.
Eşim evin masraflarını benden çok düşünür.
Her çeşit Atatürk’e karşı saldırı mandacılık ruhundan kaynaklanıyor.
Orhan, mazeretsiz son yoklamaya katılmadı.
Her çeşit anayasal olmayan faaliyete karşı demokrasiyi savunmalıyız.
İçişleri Bakanı, beş gün içerisinde petrol çıkaran dört ülkeyi ziyaret edecek.
Yazarın son yapıtına bir göz attım ve yapıtını etraflıca değerlendiren bir makale yazdım.
Zabıtalarca kesilen koyunların etleri imha edildi
NOT: Bu tür anlatım bozukluğu sıfat tamlaması ve zarflarda söz konusudur.
5 ANLAMCA ÇELİŞEN SÖZCÜKLERİN BİRARADA KULLANILMASI:
Belki onun da olup bitenlerden haberi vardır mutlaka.
Bundan tam 15 yıl kadar önce de bu durum söz konusuydu.
Halk Edebiyatında “koşma ” Divan Edebiyatındaki “ gazel”in tam karşılığı gibidir.
Sanırım bu çirkin oyunu tezgahlayan da kesinlikle odur.
Pırıl pırıl mehtaplı gecede hafif hafif çiseleyen yağmur bizi etkiledi.
6 DEYİMLERLE İLGİLİ YANLIŞLIKLAR:

Sınavı kazandığımı duyunca annemin sevinçten etekleri tutuştu. (zil çalıyor)
Adamcağız öyle kötü bir duruma düşmüş ki dostlar başına (düşman başına)
Aklını zeytin ekmekle mi yedin? (peynir)
Seni okutabilmek için her şeye göz yumdum.(göğüs gerdim / -i göze aldım)
Ne tuhaf değil mi seni yerde ararken gökte buldum.(gökte ararken yerde buldum.)
Kapı arkasında durmuş, içeride konuşulanlara kulak misafiri oluyordu.(kulak kabartmak)
Karşı tarafın oyununa düşmemek için dikkatli olmalıyız.(gelmemek)

7 YANLIŞ YAPILANDIRILMIŞ SÖZCÜKLER:

Çiftçinin buğdayı pahalılatmasının bir sebebi vardır elbet.(pahalılaştırmasının)
Beni en çok sevindiren senin geldiğindir.(gelmendir)
Yiyecekleri kokturmamak için buz dolabında saklamalısın. (kokutmamak)
Yıllardır berbercilik yaparak geçimini sağlıyor.(berberlik)
Adımlarını hızlaştırmalısın, yoksa geç kalacağız. (hızlandırmalısın)


CÜMLE DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUĞU:

A) TAMLAMA YANLIŞLARI:

1. Tamlama Eklerinin Yanlış ve Eksik Kullanımı: Kimi belirtili ad tamlamalarında tamlanan çokluk içinden seçileni belirtiyorsa tamlayan eki “-in ” yerine durum eki “-den “ kullanılabilir.Tamlanan çokluk içinden seçileni bildirmediği halde “-den ” kullanılırsa tamlama yanlışlılığı olabilir.

· Kitaplardan birkaçı eksik basılmış. (DOĞRU)
· Kitapların birkaçı eksik basılmış. (DOĞRU)
· Arkadaşlardan tümü toplantıyı terk etmiş. (YANLIŞ)
· Arkadaşların tümü toplantıyı terk etmiş. (DOĞRU)
· Seyircilerden bazıları oyunu beğenmemişti. (DOĞRU)
· Komşulardan tümü bize gelecekmiş. (YANLIŞ)
· Öğretmenlerden hepsi toplantıya katışmış.(YANLIŞ)
Araya farklı türden sözcüklerin girdiği kimi belirtili ad tamlamasında tamlayan ya da tamlanan ekleri kullanılmadığında cümlenin anlatımı bozulur.

· Adı geçen kişiler diğerleriyle aynı suçu işlemelerine karşın hataları affedilmedi. (kişilerin)
· Orhan Bey, okulumuzun kurucu ve müdürüdür. (kurucusu)
· Sizin konumuzdaki bir devlet adamı bu tip olaylara karışması toplumda pek iyi karşılanmaz. (adamının)
· Kültürel etkinliklerin sürdürülmesi önemli bir ölçüde eğitime bağlı olduğu bir gerçektir.( sürdürülmesinin)
· O, zulme alkış tutanlar karşısında sağlam karakterleriyle durabilmiştir. (tutanların)
· Çalışma Bakanı, emeklilik yaşı yükseltilmesine yönelik olarak hazırlanan yeni yasa tasarısını imzaladı ve tasarıya karşı çıktı. (yaşının)
· Bu kazılardan anlaşıldığına göre Çorum Hititler döneminde önemli bir yeri olduğu anlaşılmaktadır.(Çorum’un)
· Bu kararın aksini düşünenler durumu inceledikten sonra bir karara varmaları gerekir. ( düşünenlerin)
2. Tamlayanın Kullanılmaması: Bir cümlede herhangi bir öğe olarak bir söz başka bir öğenin tamlayan olarak kullanılabilir. Bu durumda tamlayan olarak o öğeyi karşılayan söz cümlede bulunmalıdır.

· Binayı güç koşullarda yaptırmış: ancak bazı odalarını döşeyememişti.. (binanın)
· Bu konuyu önce öğretmenimize soralım, görüşlerinin ne olduğunu anlayalım.(öğretmenimizin )
· Eğitime bütçeden daha çok pay ayrılması ya da başka kaynaklardan desteklenmesi gerekir. (eğitimin)
· Öğrenciyi düşünmeye, yaratıcı olmaya yönelten ve herhangi bir konu üzerinde eleştiri yapmasını sağlayan bir anlayış eğitim sistemimize henüz yerleşmedi.(öğrencinin)
· Öykünün kahramanı öylesine canlı betimlenmiş ki kitabı okuyanların çoğu ölümüne üzülmüş, belki de ağlamıştır.(kahramanın)
Tamlayan görevinde kullanılması gereken zamirin kullanılmaması anlam belirsizliğine yol açabilir.
· Bu kadar anlayışsız biri olduğunu bilmiyordum. (senin mi – onun mu )
· Amerika’ya okumak için gittiğini arkadaşımdan öğrendim. (senin mi – onun mu)
· Elbiselerini yıkadım ve ütüledim . (senin mi – onun mu – onların mı)
· Bu yarışı kazanacağına kesin gözüyle bakılıyor. (senin mi – onun mu )
· Eşiyle sohbet ederken bir ara cep telefonundan müdürünü aradı ve ondan af diledi. (senin mi – onun mu – kendi mi )
Noktalama işaretleri, cümlenin doğru kullanılmasını sağlar. Bunların yerinde kullanılmaması yanlış anlamlara neden olabilir. Özellikle adlaşmış sıfatlardan sonra bir ad kullanılmış ve araya “virgül” konmamışsa anlam belirsizleşir.
· Gazeteci kadın kapıcıyla bir röportaj yaptı.
· Kapıdaki yaşlı adama bir şeyler söylüyordu.
· Bu yeşil gözlere deli gibi vurgundu.
· Bu yeşil gözleri dinlendirir.
· O hizmetliden bir çay istemişti.
3. Ortak Olmayan Tamlananın Ortakmış Gibi Kullanılması: Kimi zaman birbirine bağlı ad ve sıfat tamlamalarının tamlayanları bağlaçla birbirine bağlanır, tamlanan ortak kullanılır. Bu gibi durumlarda sıfat tamlamasının tamlananı kullanılmazsa anlatım bozukluğu olur.
· Konservatuarın ya klasik ya da halk müziği bölümünde okumalısın. (müzik)
· Yazar, bu kişileri gerçek ya da hayal dünyasından almış olabilir. (dünyadan)
· Fırsat buldukça bilimsel ve kültür etkinliklerine katılmalıyız. (etkinliklere)
· Depremzedelere her türlü tıbbi ve gıda yardımı yapıldı. (yardım)
· Belgisiz ve işaret sıfatlarını iyi öğrenmelisin. (sıfatları)
· Özel ve devlet hastaneleri şu sıralarda çok doluymuş. (hastaneler)
· Bence bu olayı, mahalli veya köy sorunu olarak ele almak yanlıştır. (sorun)
· Bu önlemler ekonomik ve sağlık açısından yararlı sonuçlar verdi. (açı)
· Bölgemizde karasal ve Akdeniz iklimi görülmektedir. (iklim )
· Nesne görevli sözcükler, sözcük öbekler belirtme veya yalın durumda bulunur. (durumu)
· Televizyon, resimli ve serüven romanlarının okuyucularını da azalttı. (romanlar)
· Bu yıl sınava girecek öğrenciler , tercihleri ne olursa olsun , Sosyal ve Fen Bilimlerinin testlerini çözmek zorundalar. (bilimler)
4.Tamlamada Görülen Tekillik – Çoğulluk Uyumsuzluğu: Türkçede sayı sıfatlarından ve kimi belirtili ad tamlamalarından sonra gelen adlar çoğul eki almaz. Aldığından anlatım bozulur.
· Birçok öğrencilerim oldu, çoğuyla hala görüşüyoruz.
· Bunca sorunlarımın arasında bir de senle uğraşamam.
· İki kardeşler sen gelene kadar penceredeydi.
· Devlet pek çok sanatçılara bu unvanı veriyor.
· Tanzimat döneminde birçoğu yazarlar toplumu aydınlatmaya çalıştı
NOT: Türkçede sayı sıfatları çoğullanamaz. İki kardeşler diyemezsiniz, doğrusu iki kardeş’tir.
Ama istisnaları vardır: yedi meşaleciler, kırk haramiler, beş hececiler, üç silahşörler, yedi uyurlar…..
İki kardeşler,sen gelene kadar penceredeydi. (Nedeni: Tamlama yanlışlığı)
İki kardeş, sen gelene kadar penceredeydiler. (Nedeni: Özne yüklem uyumsuzluğudur.Çünkü sayı sıfatlarının özne olduğu durumlarda yüklem çoğullanamaz. )
B) ÖĞE YANLIŞLIKLARI:

1. Özne Eksikliği ya da Yanlışlığı: Cümlede özne olmayacak bir sözün özne olarak kullanılması veya öznenin gerekli olduğu halde kullanılmaması cümlenin anlatımını bozar. Özellikle sıralı cümlelerde ortak olmayan öznenin ortakmış gibi kullanılması bu tür yanlışlıklara neden olur.

· Şapkanın ponponu çok hoş; ama başıma küçük geldi.
· Çiçeğin toprağı uzun süredir değiştirilmediği için sararıp soldu.
· Bir ay önce annemin sofra kesesi alınmış, dört günde taburcu edilmişti.
· İneğin sütü çok lezzetli, iyi besinler yiyor sanırım.
· İşlediği suçtan dolayı Rüştü’ye disiplin cezası verildi ve okuldan ayrıldı.
· Kursa katılan öğrencilerin yaptığı el işlemeleri sergide beğenildi ve hediyelerle ödüllendirildi.
· Bu kitapta hem yanlışlar var hem de sahne diline uygun değil.
· Türk vatandaşının en büyük güvencesi basındır ve ondan çok şey beklemektedir.
· Hastamızın ateşi düşerse daha çabuk iyileşir.
· Öğrendiklerimizi zaman zaman tekrarlamazsak, bir süre sonra unutulabilir.
· Çareyi ilaçlarda arıyordu ; ama bazen hiçbir işe yaramıyordu.
· Adamın göbeği öyle büyük ki eğilmeden baksa ayaklarını göremez.
· Kitabın bütün düzenlemeleri bir an önce bitsin ve hemen basılsın.
· Kedinin sesi soluğu çıkmıyor, nerelerde acaba?
· Öğrenciler, finalde sorulan soruları çözemedi ; çünkü çok zordu.
· Yazılı basında uzlaşma yok, halkı da bu hoşgörüsüz ortama çekmek istiyor.
· Kitabın konusunu çok beğendim, insanı hiç zorlamıyor.
NOT: Olumlu ve olumsuz yargılardan oluşan sıralı cümlelerde “herkes, hepsi, kimse, hiçbiri” gibi belgisiz zamirlerin ortak özne olarak kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.
· Hiçbiri ödevini yapmamış, akşama kadar sokakta oynamış.
· Herkes sabah sekizde burada olsun, geç kalmasın.
· Salondakilerin hiçbiri bu konuda konuşmak istemiyor, hepsi sus pus olmuş oturuyordu.
· Hiçbiri ayaklanmaya katılmamış, hepsi yönetime bağlı kalmıştı.
· Hiçbiri sözüme kulak asmadı, çekip gitti.
· Yeni aldığım pantolonun paçasını kıvır , yarın giyeceğim.
· Eteğindeki yağ lekesini çıkaramadığı için giyemiyormuş.
· Sigaraya uzandığını görünce önünden çekiverdim.
· Şiirlerinin ortak teması aşktı; ama hiç tatmamıştı.
· Nedense bu basit konuyu anlayamadım, bir daha göz atacağım.
· Masaya çiçek koy da güzelleştir biraz.
· Kitaba eklemeler yapacağım ve baskıya vereceğim.
· Torosların havası insanı canlandırıyor, yaşama sevinci veriyor.
· Hafta sonlarında babamın işyerine gider, yardım ederdim.
· Sürekli bulmaca çözer, çok büyük zevk alır.
· Bu romanınızı hiç beğenmedim; pek çok dil yanlışı var
· Büyük kentlerde köprü altlarında yaşayan bu çocuklar, topluma yaklaşıyorlar mı yoksa kaçıyorlar mı… hiç düşünmedik.
· Onu seviyorum , saygı duyuyorum ; ama geçinemiyorum.
· Nasıl bir annesin sen? Çocuğu çok ihmal ediyorsunuz, biraz ilgilenmelisiniz.
· Silahını çok sever , söz açıldığı zaman övünür.
NOT: Kitabı aldım, onu masanın üzerine koydum. ( Onu sözcüğü cümleden atılmalı; çünkü gereksiz sözcük kullanımdan kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır.)
3.Yüklem Eksikliği: Özellikle sıralı cümlelerde ortak olarak kullanılan yüklemin her iki cümleye de uygun olup olmadığına bakılır. Uygun düşmeyen yüklemin ortak kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.

· Sınavı kazanmak, bir an önce okula başlamak , bir yıl daha kaybetmek istemiyorum.
· Ben bir insanoğlu sen bir dut dalı
Ben babamı sen ustanı unutma
· Adam bize iyilik , biz adama kötülük ettik.
· Pikniğin bütün cefasını ben, sefasını o sürüyor.
· Sigarayı az, içkiyi hiç içmem.
· Vakfın yasal ve yasal olmayan yollardan topladığı paralara el kondu.
· Ne sen beni , ne de ben seni gördüm.
· Biz öğretmenimizi , o da babasını kaybetti.
· Kuzu eti sağlıklı ve yaşlı olmayanlar tarafından yenmelidir.
· Uzun yolculukları ancak tam sağlıklı ve yorgun olmayanlar göze alabilir.
· Ben sporu, kardeşimse sinemayı seviyor.
· Dilimize gereken ilgi ve önemi vermek zorundayız.

4. Ekeylem Eksikliği: “ idi, imiş, ise….” ekeylemlerinin gerektiği yerde kullanılmaması anlatım bozukluğu neden olur. Sıralı cümlelerden 1. olumlu, 2. olumsuz ise 1.’ye ekeylem getirmediğimizde bunu 2.cümlenin yüklemine bağlamış oluruz. Bu da anlatım belirsizliğine yol açar, cümlenin anlatımını bozar.

· İfadesi düzgün ; yalnız mimikleri anlamlı değildi.
· O, son derece sakin ; fakat herkesin sandığı gibi korkak değildi.
· Yaşam mücadelesinde yalnız; ama güçsüz değildi.
· Oturdukları ev küçük ; şehir merkezine de yakın değildi.
· Seradaki saksılar büyük; toprakları da az değildi.
· Hava soğuk ve biz tir tir titriyorduk.
· Bu yüzden yorgun düşer, sağlık durumumuz aksardı.
· Bize görüşlerini bildirmiş biz de bazılarını uygun bulmuştuk.
· Öğrenciler soruları çözüyor , ben de tahtaya bir şeyler yazıyordum
5. Çatı Uyumsuzluğu: Aynı özneye bağlı fiiller ve fiilimsiler ya etken ya da edilgen çatılı olmalılar.Biri etken diğeri edilgen çatılı olursa çatı uyumsuzluğunda kaynaklanan anlatım bozukluğu olur.

· Her şey inceden inceye araştırılarak bir rapor düzenleyeceğiz.
· Taksi çağrılarak hep birlikte gideceğiz.
· Düşmanlara karşı zafer kazandıktan sonra önemli reformlar yapıldı.
· Bu kitapların çoğu yeni basıldı ve çok sattı.
· Evden çıktıktan sonra biraz yürüyüp arabaya binildi.
· Bu kitap filan kişilerce hazırlanmış, filanca kişilerden oluşan bir komisyon incelemiştir.

NOKTALAMA İŞARETLERİ

NOKTALAMA iŞARETLERİ
NOKTA (.)
1- Bitmiş cümlenin sonuna konur.
Türk Dili Kurumu 1932 yılında kurulmuştur.
2- Cümle değerindeki sözlerin sonuna konur.
Gidiyor musunuz ?
- Evet.
Adın ne ?
- Ahmet.
Dikkatli olun.
- Peki.
3- Kısaltmaların sonuna konur.
R. Tevfik Fikret , M Ali Gülseven
Prof Dr. Ahmet Kerimoğlu 'na muayene oldum.
Alm., Far. , Fırat Cad. , doğ. , mat. (tür adlarının kısaltmalarında genellikle üç harf alınır.)

UYARI: Kurum kuruluş adlarının kısaltılmasın-da nokta kullanılmaz.
TBMM, AT, THY , TEDAŞ, MKE, TL

4- Sayılardan sonra sıra bildirmek için konur.
3. (üçüncü) , 5. (beşinci) , II. Mehmet , 7. yüzyıl , 20. sok.

5- Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur.
1. 2. I. II. ­

6- Tarihlerin yazımında gün, ay ve yılı gösteren sayıların arasına konur.
29.05.1998'de doğmuş.

7- Saat ve dakika gösteren sayıları birbirinden ayırmak için konur.
Tren 09.15 'te istasyona ulaşır.
Tören 17.30'da başlayacak.

NOT: Araya (:) konması yanlıştır.

8- Sayıların yazımında, sayı basamaklarının arasına konur.
Bunun için 15.548.800 lira ödedim.
Ceketi 10.500.000 liraya almış.

9- Çarpı işareti yerine nokta kullanılır.
2.4 = 8
16.2 = 32

10- Tırnak içine alınmış söz grupları bir cümle değeri taşıyorsa cümlenin sonuna nokta konur.

Genç sanatçı: "Sanat, insanlığın mutluluğu için yapılmalı. " görüşünü savunuyordu.
Öğretmen: "Başarının anahtarı çalışmaktır. " dedi.

UYARI: Kitap, yazı, bölüm adlarından, başlıklardan sonra nokta konmaz. Gerekiyorsa soru işaret veya ünlem işareti kullanılabilir.

VİRGÜL (,)
1 - Cümle içinde eş görevli sözcükler ve sözcük öbekleri arasına virgül konur.
Evde elektrik, su, telefon yoktu.
Semaver 'i, Sarnıç 'ı, Şahmerdan 'ı ortaokuldayken okumuştum. .
Bahçedeki sarı, kırmızı, mor çiçekleri görünce içim açıldı.
Fırtınadan, soğuktan, karanlıktan ve korkudan sonra bu sıcak, aydınlık ve sevimli odanın havasında erir gibi oldum.

2- Sıralı" cümleler arasında da virgül kullanılır.

Umduk, bekledik, düşündük
Yoldan geçiş otomobillerle yasak olduğundan o da herkes gibi tramvaya biner, kimse kendisine dikkat etmez.
Yanıma geldiler, adımı sordular.

3- Özneyle yüklem arasına başka öğeler girmişse özneden sonra kullanılır. Tamlama karışık lığını önlemek için kullanılır.
Adam, burnunun altında kanat açmış bir şahin gibi duran bıyığını sıvazladı.
Kadın, elini önlüğüne sildikten sonra bize doğru yaklaştı.
Bangladeş, Asya’da kendi imkanlarıyla ayakta kalabilen bir ülkedir.
Halit Ziya, edebiyatımıza realist anlamda ilk roman yazan şahıstır.

4- Cümlede anlam gereği özellikle belirtilmek istenen öğeden sonra kullanılır.
O gün, hayatı değişti.
Köyümüzde, her şey bıraktığım gibi.
Buraya, sana yardım etmek için geldim.

5- Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan sözcükler arasına konur.
Akşam, yine akşam, yine akşam
Göllerde bu dem bir kamış olsam!
Kardeşim, benim zavallı kardeşim
Ne kadar şansızsın. .

UYARI: Virgülden sonra küçük harfle başlar.(Özel isimler istisna)

6- Cümle içinde ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için konur.
Örnek olsun diye, örnek istemez ya, söylüyorum.
Bu evi, çocukluğumun geçtiği yeri, asla satmam.
Seni, en çok sevdiğim insanı, nasıl unuturum?
Babam, kim ne derse desin, yardımsever bir insandı.

UYARI: Ara söz ve ara cümlelerin başında ve sonunda kısa çizgi veya parantez bulunabilir.
Köyüne - hasret çektiği yere - döndü.
Bu insanları (herkes bilir) çok severim.

7- Tırnak içine alınmamış aktarma cümlelerinden sonra kullanılır.
Çiçekleri sulayalım, dedi.
Datça’ya yarın gideceğim, diyor.

8- Kendisinden sonraki cümleye bağlı olarak ret, kabul ve teşvik bildiren hayır, yok, yoo, evet, peki, pekala, tamam, olur, hayhay, baş üstüne, öyle, haydi, elbette gibi sözcüklerden sonra kullanılır.
Peki, gideriz.
Olur, ben de size katılırım.
Hayhay, memnun oluruz.

9- Yazılarda ve mektuplarda, seslenme sözcüklerinden sonra kullanılır.
Çocuklar, buraya gelsenize!
Sevgili babacığım,
Sevgili kardeşim,

10- Ünlemlerden ve ünlem değerindeki sözlerden sonra virgül konulabilir. Bu durumda, ünlem işareti cümlenin sonuna konur.
Eyvah! Ev yanıyor.
Eyvah, ev yanıyor !
Ay, ayağıma bastınız!
Yoo, güvercinlerime dokunmayınız!
Yaşasın, yine bizim takım kazandı !

11- Cümlede kullanılan lütfen, rica ederim, affedersiniz gibi sözlerden sonra konur.
Lütfen, benimle gelir misiniz?
Rica ederim, beni yanlış anladınız.

12- Yazışmalarda, yer adlarını tarihlerden ayırmak için kullanılır.
Kuşadası, 7 Şubat 1998 İzmir, 2 Ocak 1996

13- Yazışmalarda, başvurulan makamın adından sonra konur.
Türk Dil Kurumu Başkanlığına, Borsa Lisesi Müdürlüğüne,

14- İşaret zamirleri ve adlaşmış sıfatlara dayanan anlam karışıklığını gidermek için gereken yerlerde virgül kullanılır.
Bu, radyonun kaybolan parçasıydı.
Küçük, arkadaşlarıyla sinemaya gitti.
Genç, kıza uzun süre hayran hayran baktı.
Sizi soran, kadının en küçük oğluydu.
Bu gece, eğlenceleri içlerine sinmedi.
O, adama baktı.

15- Sayıların yazılışında kesirleri ayırmak için konur.
0,45 75,78

16- Bibliyografik künyelerde yazar, eser, basımevi vb. maddelerden sonra konur.
Falih Rıfkı Atay, Tuna Kıyıları, Remzi Kitabevi, İstanbul, 1938.

17- Cümlede "değil" sözcüğüyle yaratılan çelişmelerden sonra kullanılır.
İnsanın gerçek asaleti doğuştan değil, erdemden gelir.
Büyük borçlar insanları değer bilmeye değil, kin beslemeye yöneltir.

UYARI: İkilemelerde sözcükler arasına virgül konmaz.
İyi kötü günde beraber olmaya söz verdik.
Evi barkı satıp İstanbul'a taşındı.
Bebek mışıl mışıl uyuyor.
Dünya alem haline güldü.

UYARI: ve, veya, ya da ile bağlaçlarından önce ve sonra virgül kullanılmaz.

NOKTALI VİRGÜL (;)
1) Öğeler arasına virgül konmuş olan sıralı cümleler noktalı virgül ile ayrılır.
Kısa sürede gömlekleri, pantolonları ütüledi; tabakları, bardakları yıkadı.
Kitaplarını, defterlerini aldı; paltosunu, şapkasını giydi; soğuğa çıktı.
Artık, konular alabildiğine genişliyor; biçim, ölçü, uyak önemini yitirerek siliniyor.

2) İki cümle birbirine ama, fakat, çünkü, ancak, ne var ki, bu nedenle gibi bağlayıcı öğelerle bağlanıyorsa bağlaçtan önce kullanılır.
Sofrada çeşit çeşit yemekler vardı; fakat canım hiçbirini istemiyordu.
Herkes bizi suçladı; oysa biz orada bile değildik.

NOT: Bağlaç kullanılabilecekken bağlaç düşürülmüşse (;) bağlaç yerinde kalır.
Horoz ölür; gözü çöplükte kalır.
Yarın Ankara’ya gidiyorum; kardeşimi özledim.

3) Aralarında öğe ortaklığı olmayan sıralı cümleler arasına konur.
Oda soğumuştu ; sönmeye yüz tutan ocağa iki odun atın.
Çok yaşayan bilmez ; çok gezen bilir.

4) Virgülle ayrılmış örnekleri farklı örneklerden ayırmak için konur.
Türkiye, İngiltere, Azerbaycan ; İstanbul, Londra, Bakü
Erkek çocuklarına İlker; Soner; kız çocuklarına Ülker, Songül isimlerini koydular.
Bir odasında sandık, dolap, masa ; diğer odasında yatak, halı, kitaplık vardı.
Adana’yı Fransızlar ; Urfa’yı, Maraş’ı, Antep’i İngilizler işgal etti.

5- Anlamca karşıt durumları dile getiren iki cümle arasına konur.
Halktan kopmuş bir yönetim teokrasidir; halktan yana bir yönetimse demokrasidir.
Duyguların yer aldığı ifadeler öznel; gerçekçi ve tarafsız olan ifadeler nesneldir.

6- Birbirine bağlı sıralı cümlelerin arasına konur.
At ölür. meydan kalır ; yiğit ölür, şan kalır.
Kel ölür, sırma saçlı olur ; kör ölür, badem gözlü olur.

İKİ NOKTA (:)

1- Kendisinden sonra örnek verilecek cümlelerin sonuna konur.
Milli Edebiyat Akımı 'nın temsilcileri şunlardır: Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Ziya Gökalp, Mehmet Emin Yurdakul... .

2- Kendisinden sonra açıklama yapılacak cümlenin sonuna konur.
Son günlerde iki roman okudum: Atilla İlhan'dan "Bıçağın Ucu" ve Samim Kocagöz'den "İzmir’in İçinde”
Bu kuralın dayandığı temel mantık şuydu: Türk milleti, onurlu bir millet olarak ebediyyen bağımsız yaşamalıdır.
Duvarda güzel bir söz yazılıydı: Bizler, ancak birbirimizi kucaklayarak uçabilecek tek kanatlı melekleriz.

UYARI: İki noktadan sonra gelen bölüm bir cümle oluşturuyorsa ya da cümle değerindeyse büyük harfle başlatılır. Bu işaretten sonra birtakım örnekler sıralanıyorsa, örnekler küçük harfle başlatılır.
Baykam'ın bir tablosu: kavaklar, iki keçi, bulanıkça bir gök, birkaç bulut...
İçeride değişik meslek gruplarından insanlar vardı: terzi, kasap, manav, işçi, memur, bankacı...

3- Tırnak içine alınmış alıntılardan, aktarma cümlelerinden önce iki nokta kullanılır.
Atatürk'ün Onuncu Yıl Söylevi: "Ne mutlu Türk'üm diyene!" sözüyle biter.
Bir düşünür şöyle diyor: "İnsan mutlu olduğuna inanmadıkça mutlu değildir. "
UYARI: Aktarma cümlelerinde iki nokta yerine virgül de kullanılabilir. Namık Kemal, "Yüksel ki yerin bu yer değildir!"

4- Karşılıklı konuşmalarda, konuşma çizgisinden önce i/d nokta konur.
Genç müdür,ansızın parladı:
- Kimse bana eksik dosya için işlem yaptıramaz, dedi.
Polis:
-Ali Usta, dükkanı arayacağız.
Ali Usta:
-Niçin?

5- Kavramlar tanımlanırken ya da açıklanırken kullanılır.
İsim: Varlıkları, kavramları karşılayan sözcüklerdir.
Sıfat: İsmi niteleyen ve belirten sözcüklere denir.

6- Matematikte bölme işareti olarak kullanılır,
45:9 =5 32:2 =16

ÜÇ NOKTA (...)
1- Cümlenin benzer örneklerle sürdürülebileceğini anlatmak amacıyla kullanılır.
Kimi eylemler oluş bildirir: sararmak, buruşmak, büyümek..
Zamirler adların yerini tutar: ben, sen, kimse, kim, ne:..

2- Herhangi bir nedenle tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
Her şey o kadar pahalı ki...
Alçak bir gece semasında serpilmiş büyük yıldızlar... Bütün bu yıldızlar içinde bir leyleğin düşünen gagası...
Dışarıda dondurucu bir soğuk..

3- Yazıda, kaba ya da çirkin bulduğumuz için yazmaktan kaçındığımız sözcük ya da sözcükleri belirtmek için de üç noktayı kullanabiliriz.
Delikanlı, karşısındakinin bu davranışına çok kızdı: "Senin...!"
Kılavuzu karga olanın burnu b...tan çıkmaz.

4- Yazı içinde açıklanmak istenmeyen sözcükler yerine de üç nokta konur. Açıklanmak istenmeyen sözcüğün ilk harfi yazıldıktan sonra da üç nokta kullanılabilir.
Ben bu haberi... 'den işittim. (Ayşe)
N...Kasabası’ndan yola çıktığımızda neredeyse öğle olmuştu.

5- Alıntıların baş tarafına konan üç nokta, alıntının baş tarafından bir bölümünün çıkarıldığını gösterir.
“...Dilimiz, yabancı sözcüklerden arındığı gün, gerçek kimliğini bulacaktır. " diyor.

6- Seslenmelerde anlatımı pekiştirmek için kullanılır.

Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca onu kıyafetinden tanıdılar: - Koca Ali... Koca Ali!
7- Kızgınlık sonucu vurgu/anmak istenen sözcüklerin arasına konur.

Ör: Git...me...ye...ce… ğim!

8- Karşılıklı konuşmalarda cevap verilmediği zaman susulduğunu belirtmek için üç nokta kullanılır.
- Hastalandın mı büyükanne?
- …

UYARI: Üç noktadan sonra yeni cümleye büyük harfle başlanır, ilk cümle üç noktadan sonra devam ediyorsa, büyük harf kullanma gereği yoktur.
Borçlarını ödeyebilmek için evini, arabasını, arsalarını... satmak zorunda kaldı.

SORU İŞARETİ (?)
1- Soru cümlelerinden ya da soru anlamı taşıyan sözcüklerden sonra soru işareti kullanılır.
Ne zaman tükenecek bu yollar, arabacı ?
Doğum tarihiniz?
Sular mı yandı?
Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?(sözde)
Neden tunca benziyor mermer?
Bana bu yapılır mı?(sözde s.)

UYARI: İçinde soru sözcüğü olduğu halde hiçbir şekilde soru anlamı taşımayan cümlelerin sonuna soru işareti konmaz.
Ör: Neden böyle davrandığını bilmiyorum.
Kaçıncı katta oturduğunu söylemedi.
Böyle mi olacaktı diyerek çekip gitti.
Akşam oldu mu sürüler döner.

UYARI: Anlamları birbirini tamamlayan soru cümleleri virgülle ayrılır. Soru işareti en sona konur.
Bu saati masaya mı koyayım, duvara mı asayım ?
Ruhunu karartan neydi, yağmur mu yağıyordu; yoksa şimşekler mi çakıyordu?
Çok yakından mı bu sesler, çok uzaklardan mı ?
Üsküdar 'dan mı, Hisar’dan mı, Kavaklar 'dan mı ?

UYARI: Sıralı cümlede son cümle soru anlamı taşımıyorsa soru işareti kullanılmaz.
Niçin böyle davranıyor, bir türlü anlayamadım.

2- Bir bilginin kesin olmadığını, kuşku duyulduğunu anlatmak için parantez içinde soru işareti kullanılır.
Gülşehri, 14. yüzyılda (?) yaşamış bir tasavvuf şairidir.
Arkadaşımın hırsızlık yaptığını (?) söyledi.

3- Bilinmeyen yer, tarih vb. durumlar için kullanılır.
Yunus Emre (? -?)

4- Bazen söze şaşma, küçümseme, alay, güvensizlik anlamı katmak için ilgili sözden veya cümleden sonra soru işareti konur. ¬
Bu büyük sanatçı (?) her romanıyla olay yaratacağa beziyor.
Burada ondan daha akıllı (?) biri var mı ki?

UYARI: Soru işaretinden sonra büyük harf1e başlanır.


ÜNLEM (!)
1- Sevinç, acı, korku, şaşma- gibi duyguları anlatan cümlelerin sonuna konur.

Ne mutlu Türk'üm diyene!
Olmaz olsun senin gibi arkadaş!
Hey, baksana sen! (seslenme)
Ey, Türk Gençliği! (seslenme)
Aman! Ben ne yapayım.

UYARI: Cümlenin başında bir ünlem varsa, ünlem işareti bu ünlemden sonra da kullanılabilir.Eğer cümlenin sonunda ünlem işareti kullanılacaksa ünlem sözcüğünden sonra virgül kullanılır.
Ör: Eyvah, geliyorlar!
Of, canım sıkıldı!
2- Parantez içinde kullanılan ünlem şaşma, küçümseme, alay etme, güvensizlik anlamı verir.
İşte şiirimizin üstadı (!) geliyor. ¬
Bu bilim adamı (!) dil konusunda da ne kadar bilgili (!) olduğunu bu sözleriyle kanıtlıyor.
3- Okuyucunun düşüncesine bırakılmış, anlamca tamamlanmamış bazı ünlem cümlelerine, ünlem işaretinden sonra üç nokta işareti konur.
Ör: Kapıyı açıp girmez mi!..

UYARI: Ünlem işaretinden sonra büyük harf kullanırız.

TIRNAK İŞARETİ (“)

1- Başkasından veya bir yazıdan olduğu gibi aktarılan sözlerin başında ve sonunda tırnak işareti kullanılır. Tırnak içindeki söz grubu bir cümle değerinde ise cümleye uygun noktalama işareti kullanılır.
Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesinin ön cephesinde Atatürk'ün: "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir. " özdeyişi yer almaktadır.
"Ne mutlu Türk 'üm diyene!" sözü her Türk'ü duygulandırır.
Bakınız, şair vatanı ne güzel tarif ediyor: "Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. "
"İzmir üzerine dünyada bir şehir daha yoktur!" diyor şair.
Bir düşünün "İyiliği doğal olarak, tıpkı çiçeklerin koku saçtığı gibi yapmazsanız, o iyilikten ne çıkar!" diyor.

UYARI: Başka bir kimseden veya yazıdan alınan sözler az çok değişik biçimde verildiğinde bu gibi aktarmalar tırnak içinde verilmez.
Yahya Kemal, insanın dünyada hayal ettiği müddetçe yaşadığına inanırmış.

2- Özellikle belirtilmek istenen bir sözcük ya da grup tırnak içine alınır. (Belirtme, sözcüklerinfarklı puntolarla yazılması, açık ya da koyu basılmasıyla da sağlanabilir.)

Ör: "Osmanlıca" dillerin en güzel örneğidir.
Höyük sözü, Anadolu’da "tepe" olarak geçer.

3- Cümlede geçen gazete, dergi ve eser adları, yazı başlıkları tırnak içine alınır.

Ör: Servet-i Fünun Hüseyin Cahit Yalçın 'ın "Edebiyat ve Hukuk" başlıklı yazısı nedeniyle kapatıldı.
Tevfik Fikret, "Şermin" adlı eserini çocuklar için yazmıştır.
Gazeteniz "Star" çıktı.

UYARI: Tırnak içindeki söze ek gelirse, tırnaktan sonra gelir ve kesme işareti kullanılmaz.
Ör: Siz bir de Ahmet Haşim 'in "O Belde "sini okuyun.

4- Tırnak içinde verilen ve yeniden tırnağa alınması gereken bir sözü belirtilmek için tek tırnak
kullanılır.

Ör: Edebiyat öğretmeni: "Şiirler içinde ' Han Duvarları' gibisi var mı?" dedi.
Bize defterimin ilk sayfasına da yazdığım şu sözü söyledi: "İnsanları sizin için 'sevgi adına' bir şey yapmaya zorlamayın. "

5- Kimi zaman küçümseme, alay amacıyla da kullanılır.
Ör: Eline bir diploma geçiren kendini " öğretmen" sanıyor.

6- Karşılıklı konuşmalarda, konuşma çizgisi yerine kullanılır.
Ör: "Kralım, kızınızı oğluna ister.” “Yaa, öyle mi!”

KISA ÇİZGİ (-)
1- Satıra sığmayan sözcükler bölünürken satır sonuna konur.
Soğuktan mı titriyordum, yoksa heyecandan, üzüntüden mi bilmem,

2- Ara sözleri ve ara cümleleri ayırmak için kullanılır.
Örnek olsun diye-örnek istemez ya- söylüyorum.
Ahmet-dayımın oğlu-yakında askere gidecek
Dostlarıma-kim ne derse desin- sırt çevirmem.
Memleketime-özlediğim yere- döneceğim.

3- Dil bilgisinde kökleri ve ekleri ayırmak için kullanılır.

Ör: Gör-gü-süz-lük çiçek-ler-imiz kapı-cı-lık


4- Dil bilgisinde eylem kök ve gövdelerini göstermek için kullanılır.
Ör: Dur- gör- ver- okut- taşla¬-

5- Dil bilgisinde eklerin başına konur.
Ör: -den -lık -iş -me -li
6- Dil bilgisinde heceleri göstermek için kullanılır.
Ör: a-raş-tır-ma bi-le-zik ku-yum-cu-luk

7- Arapça ve Farsça tamlamalarda kullanılır.
Ör: Hakimiyet-i Milliye Tevhid-i Tedrisat Kanunu

8- Bir olayın başlangıcı ve bitişini gösteren tarihler arasında kullanılır.
Ör:-Bu savaş 1939-1956 yılları arasında olmuş.

9- Birbiriyle ilgili ülke ya da kavram isimleri arasında kullanılır.

Ör: Türkiye-Suriye ilişkileri gergin.
Devlette yasama-yürütme-yargı organları net ayrılmalıdır.
Kulak-burun-boğaz hastalıkları yaygın,

10- Matematikte çıkarma işareti olarak kullanılır.
Ör: 100 - 80=20

UYARI: Satır sonunda özel isim bitmiş ve ona ait ek diğer satıra geçmişse, arada kısa çizgi değil, kesme işareti kullanılır.
Sizinle geçen yıl Ankara 'da buluşmuştuk


UZUN ÇİZGİ ( _ )
1 - Konuşma çizgisi olarak kullanılır.

Arabamız tutarken Erciyes 'in yolunu: "Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu 'nu" Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi:
- Hana sağ indi, ölü çıktı geçende!
Ona:
- Benimle gelecek misin? diye sordum.
-Hayır, dedi.

2- Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra konur.

Sıtkı Bey - Oğlum ben kalenin teslimini düşünmüyorum. Kurtarmaya bir çare arıyorum.

PARANTEZ (AYRAÇ) ( )

1. Ara sözler ve ara cümleler parantez içine alınır.
O, isterse (pek ummam ya) bu sorununuzu bir telefon çözebilir.
Ayşe (sınıfın en çalışkanı) sınavı kazandı.
Anadolu kentlerini,köylerini (köy sözünü de çekinerek yazıyorum.) gezsek bile görmek için değil, kendimizi göstermek için geziyoruz.
Çocuklardan biri bir oklama (bir tatlı su balığı) yakaladı.
Akbaba (1960 'ların ünlü mizah dergisi) 'nin tiryakisiydik.
Saraybosna’yı ziyaret eden Avusturya Veliaht'ı Fransız Ferdinand bir Sırp tarafından öldürüldü.(28, Haziran 1914).

2- Tiyatro eserle.rinde konuşanın hareketlerini, durumunu açıklamak ve göstermek için kullanılır.
İhtiyar - (Yavaş yavaş başkana yaklaşır.) Ne oluyor beyefendi?

3- Alıntıların aktarıldığı eseri veya yazarı göstermek için kullanılır.
Eşin var, aşiyanın var, baharın var ki beklerdin
Kıyametler koparmak neydi ey bülbül, nedir derdin? (Safahat)

4-Cümlede geçen herhangi bir sözcüğün eş anlamlısı parantez içinde verilir.
Bu dizede teşbih (benzetme) yoktur.
Sıfatlar (önadlar) varlıkları niteleyen ya da belirten sözcüklerdir.

5- Satır başlarında yada cümle içinde, sıra gösteren harf ya da sayılardan sonra parantez kullanılır.
Ör: 1)… 2)…... 3)........


6- Yabancı sözcüklerin okunuşu parantez içinde gösterilir.
Bacon (Beykın) ünlü bir deneme yazarıdır.

EĞİK ÇİZGİ (/)

1- Tarihlerde gün, ay ve yıl bildiren sayıların arasına konur.

Ör: 23/ II /1998

2- Metin içinde yan yana sıralanan dizelerin arasına konur.

Bir türküde geçen, "Ne de olsa kışın sonu bahardır / Bu ila gelir bu da geçer ağlama" dizelerinin anlamını düşünelim.


DÜZELTME İŞARETİ (^)

1- Yazımları aynı anlamları ve okunuşları ayrı olan kimi sözcüklerde anlam karışıklığının olduğu durumlarda kullanılır.

adet : sayı âdet : gelenek
hala : kız hâlâ : henüz
kar : bir doğa olayı kâr : kazanç

2- Arapça ya da Farsçadan dilimize geçen bazı sözcüklerde a ve u’dan önce gelen k ve g ünsüzlerinin ince okunması gerekiyorsa bu ünlülerin üzerine düzeltme işareti konur
bekâr , sükūn , rüzgâr , kâğıt…